Coco (2017)
Başlamadan önce söylemek istediğim iki şey var.
Birincisi: Evet, evet, evet, biliyorum ÇOOK UZUN ZAMANDAN beri yazmıyorum. Size "şok edici" haberlerim var. Hey millet! Ben de bir öğrenciyim. Benim de çalışmam gereken sınavlarım ve derslerim var o yüzden şu aralar pek zaman ayıramıyorum ama yazmayı bırakmadım. Yani henüz benden kurtulamadınız ehehe.
İkinisi: Bir önceki yazımda, bir sonraki yazımın Ratatuy filmiyle alakalı olacağını söylemiştim. Hatta yapacaktım da. Filmi bir altyazılı, bir dublajlı olmak üzere iki kere izledim; notlarımı aldım yani yazıyı yazmaya hazırdım. Ama sonra benim film delisi olduğumu bilen bir arkadaşım geldi ve dedi ki: "Ben senden daha iyi film eleştirisi yazarım." Ben de dedim ki: "Tamam o zaman, gel kapışalım. Hatta filmi de sen seç." O da (tahmin edebileceğiniz üzere) bu filmi seçti. Ben de eleştiriyi blogda yayınlayabilecek şekilde yazdım ve sonra şey diye düşündüm: "Neden yayınlamıyorum ki?" Veee işte buradayım.
💬 Okuyucuları sıkıntıdan öldürmeye mi çalışıyorsun?
Hayır, sadece durumu açıklıyorum.
💬 O zaman hızlı açıkla. Çünkü ben birkaç sıkılmış yüz görmeye başladım.
Sanırım haklısın. Her ne kadar sinirimi bozsan da.
Evet, eğer hazırsanız yazıya geçiyorum.
💬 Yok. Hazır değiller. Sırf zevk olsun diye okumaya başladılar. Öyle hobi olarak hazır olmadıkları yazıları okuyorlar.
Siz ona aldırmayın.
COCO (2017)
"Kimsenin tarafını tutmak istemiyorum. Niye benim tarafımı tutmuyorsunuz? Aileler böyle yaparlar. Destek verirler. Ama siz hiç desteklemiyorsunuz."
-Miguel
Coco, yukarıdaki alıntıdan da anlayabileceğiniz gibi bir aile filmi. Yani bu demektir ki: olaylar bir aile etrafında döner, ailenin bir şeyi desteklememesi gibi konular ele alınır vs. vs. Zaten konusu Dia de los Muertos (Ölüler Günü) olan bir filmden başka ne çıkabilir ki? Dia de los Muertos'ta napılır? Kısaca tüm aile bir araya toplanır ve ölen aile yakınları anılır. Alın size aile filmi.
💬 Sanırım filmi sevmedin.
Hayır, sadece filmin aile filmi olması konusuna değiniyordum.
Bunun yanı sıra hayallerinin peşinden git dedirten bir film ve Disney filmi olması dolayısıyla biraz da duygusal.
Evet, değinmek istediklerimi bitirdiğime göre asıl konuya geçebilirim.
KONUSU
Anladınız mı? Hani asıl "konuya", hani konu, hani "konusu". Hehehe.
....
Boş verin.
Filmin konusu, yanlışlıkla Ölüler Diyarına geçen Miguel Rivera adlı....
Evet, ana karakterin adı Miguel. Böyle bir filmde ana karakterin adının Coco olmasını beklersiniz değil mi? Ben de filmi ilk izlediğimde öyle düşünmüştüm. Ama öyle değil işte.
.... 12 yaşındaki bir çocuğun Ölüler Diyarı'ndan Yaşayanlar Diyarı'na dönmek için verdiği mücadeleleri anlatmaktadır.
OLAY ÖRGÜSÜ
Olay örgüsü aslında her kitleye hitap edecek tarzdaydı. Zaten filmi güzel yapan da bu. Her kitleye hitap etmesi. Yani filmin öyle bir yapısı var ki hem çocukları eğlendirirken hem de yetişkinleri ağlatacak tarzda. Ne demek istediğimi filmi izleyince anlayacaksınız.
Filmi güzel yapan bir diğer şey ise felsefesi. Film; ölümü, ölümden sonraki hayatı ve ölümün aşamalarını ele alıyor. Yani aslında ölümün sadece bedensel ölümden ibaret olmadığını anlatıyor. Eğer ölümünden sonra o kişiyi hatırlamaya devam edersek, onunla birlikte geçirdiğimiz güzel anıları başkalarıyla paylaşmaya devam edersek o kişinin bir anlamda yaşamaya devam edeceğini; ancak onu gerçekten unuttuğumuz zaman ve dünyada ondan geriye hiçbir şey kalmadığında o kişinin gerçekten ölmüş olacağını anlatıyor. Bir animasyon için derin bir konu ama burada Disney'den söz ediyoruz değil mi?
Yani eski Disney'den.... Çünkü şu anki Disney pek adına yakışır şekilde davranmıyor. Yani demek istediğim.... Pinokyo filmini gördünüz mü? Eski olanı değil, yeni olanı. Hani şu CGI ile yapılanı. Resmen filmin sonu yok ya! Uzun anlamında değil, filmin son kısmı gerçekten yok. Saçmalık ya! Bir de....
💬 Şşşt! Bu yazı yeni Disney'i gömmek ile ilgili değil, Coco ile ilgili. O yüzden konuya geri dön.
Tamam, tamam.
Ama daha sonra bunun hakkında bir yazı yazacağım, demedi deme.
YAŞ SINIRINA UYGUNLUK
Eğer çocuğunuz hassas ise biraz daha büyümesini bekleyebilirsiniz. Sonuçta filmin bir yere kaçtığı yok.
Onun dışında sanırım yaş sınırı tam sınır. Yaş sınırının altına inmek bu film için sakıncalı olabilir. Yani yukarıda ölüm ile ilgili koca bir paragraf var gerisiniz siz düşünün.
DUBLAJ MI ALTYAZI MI?
Geldik en sevdiğim kısma. Dublaj hakkında konuşmamdan sıkılmış arkadaşlarımın burada bir iç çektiklerini duyar gibiyim ama yazmaya devam edeceğim. Hiçbir şey beni durduramaz. Muhahaha.
Evet, devam.
İlk söyleyebileceğim şey: Dublajda aksan sorunlarımız var. Yine. Orijinalinde Miguel'in ailesinden herkesin aksanı var ama Miguel'in o kadar çok aksanı yok. Onun aksanı sadece İspanyolca konuştuğu zamanlarda oluyor (doğal olarak). Dublajda da Miguel'e aksan yapmaya çalışmışlar ve bence güzel olmuş.
İspanyolca konusunda şunu da ekleyebilirim ki: Orijinalde bir iki kelime daha fazla İspanyolca var ama bunun sebebi yurt dışındaki çoğu okulda yabancı dil olarak İspanyolca öğretilmesi. Yani filmin orijinalinde, basit seviyede İspanyolca bilen birinin anlayabileceği kadar İspanyolca var. Bizde maalesef okullarda İspanyolca öğretilmesi gibi bir durum olmadığından dublajda İspanyolca kelimeleri azaltmak dublaj açısından verilen en mantıklı karar olmuş diyebilirim.
Bunun dışında Miguel ve Ernesto de la Cruz'un sesleri orijinaldeki haline ÇOK YAKIN hatta aynı bile diyebilirim. Sesleri çok güzel uydurmuşlar. Ama aynı şeyi maalesef Hector için söyleyemeyeceğim. Hector'un sesi orijinalde biraz daha kalın. Fakat endişelenmeyin çünkü Hector'u Arda Aydın seslendiriyor yani Hector'un sesinin orijinaldekinden biraz daha ince olması duygudan hiçbir şey kaybetmiyor. Aksine bence Hector'u daha sempatik yapıyor.
Hazır dublaj sanatçılarından konu açılmışken filmde yer alan ve sevdiğim bir diğer dublaj sanatçısından bahsetmek istiyorum: Ali Çorapçı. Kendisi Oscar ve Felipe'yi seslendiriyor. Bunlar çok konuşmayan karakterler. Zaten ne zaman bu adama seslendirmesi için bir karakter verseler ya yan karakter oluyor ya da seslendirdiği karakter ölüyor. Yeni ben bu adamın sesini anımsayabilmeniz için hangi karakteri örnek verirsem vereyim ya karakteri tanıyamayacaksınız ya da karakter ölmüş olacağı için spoiler yiyeceksiniz yani ben bu kısma "Pas." diyorum.
Arda Aydın'ın bilinen işlerine gelecek olursak bunun için genelde Hector'u örnek verirdim ama şu anda veremiyorum o yüzen zoraki olarak bunu da geçmem gerekecek.
Aaa! Durun bir dakika! Buldum! Olaf. Arda Aydın, Karlar Ülkesi'ndeki Olaf'ı seslendiriyor. O iş için sesini biraz inceltmiş ama böyle idare edeceksiniz artık.
ŞARKILAR
Evet, filmde şarkılar var. Yedi tane. Yani Meksika kültürünü anlatan bir filmden söz ediyoruz tabii ki şarkı olacak.
Genelde müzikalleri sevmem, Disney Prensesleri gibi, durup dururken şarkı söylemeye başlarlar ve bu bir süre sonra can sıkıcı olur. En azından benim için öyle. Ama bu filmin şarkılarını çok seviyorum. Neden bilmiyorum ama çok hoşuma gidiyor. Sanırım şarkıları aşırı uzun olmadığı için olabilir. Çünkü normalde şarkılara bir gıcığım yoktur ama belli bir süreden sonra (mesela 2 dakika gibi) insanın "Kesin şarkı söylemeyi de filme devam edin!" diyesi geliyor.
Onun dışında filmin şarkıları; sizi filmin büyüleyici, destansı ve renkli dünyasına çekmekte büyük bir rol oynuyor. Evet, Disney bir konuda haklı olabilir: Filmin bazı kısımlarına şarkı koymak, o olayı sözle anlatmaya kıyasla hem izleyiciye daha fazla duygu geçmesini sağlıyor hem de sahnenin akılda kalıcılığını arttırıyor.
Evet, şimdilik benden bu kadar. Umarım yazıyı beğenmişsinizdir. Uzun bir aradan sonra çok iyi yazamamış olabilirim ama inanın elimden gelenin en iyisini yaptım. Okuduğunuz için teşekkür ederim. Eğer hakkında yazı yazmamı istediğiniz film varsa (ya da demek istediğiniz herhangi bir şey varsa) yorumlara yazmayı unutmayın. Ayrıca blogu takip etmeyi (sayfanın solundaki, kenar çubuğundaki "İzleyiciler" kısmından yapılıyor. İzleyiciler olarak seçmemin sebebi blogla uygun olmasını istemem.) de unutmayın. Bunları isteyerek sinir bozucu Youtuberlar gibi durduğumu biliyorum ama bunları istememin sebebi bunların beni daha fazla içerik üretmek için motive etmesi. Her neyse. Kendinize iyi bakın. Hoşça kalın. Sizi seviyorum.
Yorumlar
Yorum Gönder